Paris

Notre-Dame’ın karanlığından Eiffel’de ışık şovuna

(Bu yazı Koblenz / Paris seyahatimin ikinci bölümüdür)

Almanya’dan kiraladığım arabayla Paris’e vardığımda hava yeni kararıyordu. Otele valizi bıraktığım gibi kendimi sokaklara attım. Amacım otelin çevresinde biraz yürüyüp hava almaktı. Ama kendimi Seine kıyısında, Paris ruhuna kapılmış büyük adımlarla yürürken buldum.

Birkaç ay önce çıkan yangından sonra karanlığa gömülmüş Notre-Dame Katedrali önünden geçerken içimde garip bir hüzün belirdi. Ama hemen ardından karşıma çıkan onlarca aydınlatılmış muhteşem yapı, heykeller, köprüler o hüzünle bir kontrast oluşturarak sanki “biz hâlâ buradayız” diyordu. Adımlarımı durdurmak mümkün olmadı. Sonunda kendimi Eiffel Kulesi’nin önünde bulduğumda saat geceyarısını çoktan geçmişti. Seine boyunca sokak müzisyenleri eşliğinde dans eden insanları gördükçe “başka bir dünyanın mümkün olduğunu” bir kez daha hissettim. Eiffel’i fotoğraflamak için telefonu elime aldığım anda, aslında saatte bir kere yapılan ışık gösterisi başladı. Adını koyamadığım “beni destekleyen güç” yine göz kırpıyordu.

Bolca fotoğrafın ardından Seine kıyısının tadını çıkararak Bercy’deki otelime döndüm. Normalde yürüyen biri değilim ama gece otele döndüğümde telefondaki adım sayar 16 kilometre yazıyordu. Farkında bile olmamıştım.

Louvre’da Saatlerce Sürecek Bilet Sırası

Ertesi günün planı belliydi: Louvre Müzesi. Kahvaltıdan sonra taksiyle Louvre’a gittim. Cam piramidin önündeki başı sonu görünmeyen kuyruğu görünce dehşete kapıldım. Kuyruk öyle uzundu ki sıranın bana gelmesini beklesem gün biterdi. Carrousel du Louvre’a inip Google’a ne yapabileceğimi sordum. Paris Museum Pass alırsam alt kattan, neredeyse sıra beklemeden girebileceğimi öğrendim.

Museum Pass çok daha pahalıydı ama değdi mi? Kesinlikle evet, Louvre’daki her bir eser için değerdi. Üstelik Pass iki gün boyunca başka müzelerde de geçiyor. Yİne de siz siz olun, online rezervasyon yapmadan Louvre’a gitmeyin.

Tadı damağımda kalan iki gecelik Paris seyahati, Frankfurt’a sürmek, İstanbul’a ve oradan da Samsun’a uçmakla sonlandı.

4 güne Samsun’dan çıkıp Koblenz, Köln, Paris ve Frankfurt seyahati sığdıran ben nasıl durulmuşsam, bu satırları yazarken bir haftadır Phaselis’teyim.


🗺️ Konum:


📸 Fotoğraf Galerisi:


📅 Ziyaret Tarihi: Ağustos 2019


🚌 Konaklama: İbis Budget Paris Porte De Bercy Otel


🏷️ Etiketler: Paris, Paris gezisi, Fransa, Avrupa seyahati, Louvre Müzesi, Eyfel Kulesi, Notre Dame, Seine Nehri, şehir yürüyüşü, kültürel gezi, sokak müziği, müze deneyimi, kısa tatil, Koblenz, Rhein in Flammen, bayram tatili, anı yolculuğu, fotoğraf gezisi, şehir kaçamağı, kişisel günlük, Paris travel, travel blog, Louvre Museum, Eiffel Tower, Notre Dame, Seine River, city walk, cultural trip, street music, museum visit, short holiday, Koblenz, Rhein in Flammen, holiday getaway, personal journey, travel photography, urban escape